"Semah; bazı kalplere cila verir ve aşkını arttırır, bazı kalplere ise inkâr verir karanlığını arttırır."
- Kake (Erenler Atası) Ebul Vefa Kürdî (11.yy)

"Bizim Semahımız oyuncak değildir. O bir aşk halidir, salıncak değildir."
- Hacı Bektaş Veli (13.yy)

Alevilik Sır İçinde Sırdır

“Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam,
‘Cevher-i lâmekan’ benem, ‘kevni mekâna’ sığmazam.

‘Arş ile ferş’ ‘kâf ile nun’ bende bulundu cümle çün,
Kes sözünü ve sessiz ol, şerh ve beyâna sığmazam.”
Seyyid Nesimi


Her Şeyin Aslı Nokta!

Alevilik başlıbaşına, bağımsız, başta da ayrı, şimdi de ayrı olan bir Yol’dur.
Merkezi, kendisidir, Hakk’tır.

Onlara Hakk Ehli Erenleri demek daha doğru olur. Hakk Erenlerine Naciye güruhu da denir.

72’de Yol arayan bulamaz. 72 dinler ve mezheplerdir. İşleği 73’e seçmek lazımdır. 73 Yol’dur. Sır içinde sırdır.

Gayrıdır her milletten bu bizim milletimiz
Hiç dinde bulunmadı din ü diyanetimiz
Bu din ü diyanette yetmiş iki millette
Bu dünya ol ahrette ayrıdır ayatımız
Yunus Emre

Hakk Erenlerinin dokunamayacağı, tartışamayacağı hiçbir şey yoktur.
Bunu deyişlerde, sohbetlerde, sır olurken bırakılan yazılarda, kitaplarda görüyoruz. Ancak bu, ilk adımda her şey konuşulur anlamında da değildir. Her insanın yapısı farklıdır. Erenler pazar kurar. Yol’un yolcuları götürebildiği kadarını alır.

Pir Sultan Abdal şöyle söylemektedir:

Önüme bir çığır geldi
İndim gittim şehr içinde
Arifler bir dükkân açmış
Ne ararsan var içinde

Var dükkâna pazar eyle
Hışmın çoktur hezar eyle
Aya güne nazar eyle
Ay Ali’dir nur içinde

Başka bir versiyonunda:

Önüme bir çığır geldi
Bir ucu var şar içinde
Attarlar bir dükkan açmış
Her ne dersen var içinde

Gir dükkana pazar eyle
Hışmın yenip hazer eyle
Aya güne nazar eyle
Ay balkıyor nur içinde

Hakk Yol’unun aslı cemdir, kuralları vardır. Kurallar açık ve seçiktir. Dede’ye peyik gönderilmesinden tutalım, cem birlenmesi ve herkesin evine sağ salim varmasına kadar süreç herkesin anlayacağı açıklıktadır.

Ayrıca Yol’un yolcuları için Şeriat’tan Sırrı Hakikat’a kadar kat edilmesi gereken uzun bir süreç vardır. Süreç bütün bir yaşamı kapsamaktadır.

Yol Erenleri, Hakikatçiler, Noktaviler, Hakk Ehli Erenleri, Ehli Hakklar, Sırrı Hakikat’ten sonra her şey aşikâre olanlar şöyle söylemektedir: Dört kapı vardır. Üçü yalan, biri gerçektir. Üç kapı bu dünyada hazırdır, biri başka bir âlemdedir. Aslında tek kapı vardır. Sırrı Hakikat’tir…

Hakk Yol’un tek bir hattı vardır: Doğruluktur. Yol, hayır ve şer üzerine, yalan üzerine değil, ikrar iman üzerine kuruludur.

Alevilik “din adamı” üzerine kurulu bir yol da değildir. Alevilik Talip üzerine kurulu bir Yol’dur.

Aleviliğin kaynağı ocaklardır. Kutsal ailelerdir. Ocak sistemi kavranmadan Alevilik Yol’u anlaşılamaz. Ocak demek Dede ve Talip bütünü demektir. Ocak taş bir yapı değildir. Bina arayan ocağı bulamaz. Ziyaret ya da tekke gibi mekanlar ocak değildir.

Ocak, dede ve talip birlikteliğine dayanan sosyal bir yapıdır. Dede ve talip neredeyse ocak da oradadır.

Alevilik’te Talip Pir’e, Pir Ocağa taliptir. Talip’in Dedesi, Dede’nin de Dedesi vardır. Dede’nin Dedesi talibin Mürşididir. Mürşit ise Yol’un talibidir. Yol’a talip olmak turab olmaktır. Talipte ikrar ve itikat olmaz ise Mürşit ne yapabilir?

Mürşit, Pir, Rehber, Talip, Yol’un talipleridir. Yol, Hakk’a giden Yol’dur. Hakikat, Yol’un sonundadır. Yol’un sonu Işığa açılmaktadır. Işık ki yer gök yok iken var olandır. Mürşit, Pir, Rehber, Talip bir bütündür. Yol’dan ayrılana, Yol’u yadsıyana, Yol’u küçümseyene Yolcu denmez. Hakk Yol’unu terk edenler serseri olur, zulmete düşer.

Mürşidin, Pirin, Rehberin, Talibin Yol’da olması için Cem gerekir. Cemin aslı “Görgü”dür. Cem olmazsa Yol olur mu? Cem yoksa zulmet vardır. Cem için İkrar gerekir. İkrar için ise İtikat gerekir.

İtikat, “inanç” olarak açıklanamaz. İtikat sahiplerinin gözleri perdeli değildir. İtikat sorgu-görgü üzerinedir. İtikat aramaktır. Hakikat aranmaktadır. Yalanla, dolanla, iftirayla, riyayla, egoyla Hakikat aranır mı?

“Hizmetleriniz” deniyor, “Hakk Defteri’ne yazıla!”

Hakk defteri Ak Defter’dir. Ak Defterde kara yazı bulunmaz. Ak Defterdeki Ak yazıları ancak Yol’u doğru süren, sorgu-görgüden geçip, nefsini kırbaç edip Hakk ile Hakk olan okuyabilir. Oysa inanç sahiplerinin gözleri perdelidir. Onlar kadere, feleğin çarkına, Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuşlardır. Gözlerinin biri kördür. Kendilerine söylenenlere tartışmasız inanırlar. Gözleri perdeli olanlar ak nur perdesini kara zulumat olarak görür. Defterleri kara yapraklıdır. Kara yaprakta kara yazı vardır.

İsmi musemme kaydına düşmeyen
4 kapıdan 40 makamdan geçmeyen
İşleğini 72’den 73’e seçmeyen
İster Seyid-i Saadet Evlad-ı Resul
İster ismi Şah talibiyim desin ne fayda
(Fedai)

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir…


KANDİLİ KUDRET Mİ, KUBBEİ RAHMAN MI?

Adem ile Havva’nın ana-babasının ifritler olduğunu söyleyenler de var… Ancak genellikle Adem kara çamurdan, balçıktan, zulmetten yapıldı diyorlar. Havva da Adem’in kemiğinden yapıldı… Adem ile Havva cennete konuldu. Şu ağaçtan meyve yemeyeceksiniz diye talimat verildi. Şeytan da cennetteydi. Şeytan, Havva’yı kandırdı, yasak meyveyi yedirdi.

Şeytan ile Havva bir oldu Adem’i kandırdı, ona da yasak meyveyi yedirdi. Zaten çıplak olan Adem ile Havva yasak meyveyi yediklerinde çırılçıplak olduklarını gördüler…

Allah onları cennetten dünyaya fırlatıp attı. Kovuldular. Suçlu Havva’dır. Şer Havva’dır, Hayır Adem’dir. Ama Adem’in hayrından ne hayır gelecek? Şerrin koynundadır. Havva’nın koynundadır. Kadının aşağılandığı, erkeği zulmet âlemine bağlayan bir unsur olarak görüldüğü kör inançtan hayır gelir mi?
Hayırın, şerrin, Adem’in, Havva’nın sahibi vardır. O, dünyayı yönetmeye soyunandır. Zulumat dünyasına düşendir. Nar yoludur, nur yolu değildir. Lamekândan gelen bir yoldur. Onlar için bu dünya önemli değildir. Yaşam bu dünyada değildir. İki dünya vardır, biri zulmet, diğeri rahmettir. Ebedi olan rahmet dünyasıdır. Cennet rahmet dünyasındadır. Huriler, gılmanlar, ırmaklar o dünyadadır…

Allah, Adem, Havva Yol’u Kandili Kudret yoludur.

Ufku Allah, Adem ve Havva ile sınırlı olanlar, bilgi anlamında Hakk Yol’una giriş yapamazlar! Muhammed’in Kırklara niyazını anlayamazlar!

Hakk Erenlerinin Yol’u Kubbe-i Rahman, emir ve rıza yoludur.
Ayrıdır!

72 millet, 18 bin alem Havva Yol’unda vardır. Hakk Erenlerinin Yol’u ise 73’e aittir. Hakk Yolu Erenlerinin işleklerini 72’den 73’e seçecek kadar bilgiye ve görgüye sahip olmaları gerekir.

Hakk Yolu Alevilik ikrar iman üzerinedir.İkrar Naci’dir, İman Naciye’dir.

Naci, Naciye’nin koynundadır. İyi, doğrunun koynundadır. Hayır ve Şer iki, İkrar ve İman birdir.Bir dünya vardır, iki dünya yoktur.

O dünya Baki dünyasıdır. Fani dünyası ile baki dünyası yan yanadır. Aralarında perde vardır. Fani dünyası, baki dünyasını örtmüştür. Aklımın yettiği, Erenlerimizden öğrendiğim şudur: Gün gelecek hakikatler aşikâre olacak.

Fani dünyasının zulmet örtüsü ortadan kalkacak, baki dünyası pırıl pırıl ortaya çıkacak. Hakikat baki dünyasındadır!

PİRLERİMİZİN, MÜRŞİTLERİMİZİN HİMMETİ İLE!

Hakk’ı aşağıda, yukarıda, sağda solda arama!
Cümle mevcudat neredeyse Hakk da oradadır!
Cümle varlık dünyadadır, evrenin sahibi Hakk da dünyadadır!
İnsan olmaz ise hakikati kim söyleyebilir?
Hakk mekansız değildir, mekanı vücuttur!
Vücudu olmayan yoktur!
Vücudunla uğraşma, nefsinle uğraş.
Yedi başlı ejderhadır nefs!
Benliktir nefs.
Egonu büyütme, kendine aşık olmayı bırak!
Benlik sevgiyi, arkadaşlığı, yolu öldürür.
Aynaya bak, yüzündeki maskeyi çıkar.
Rahmanı mı görüyorsun, şeytanı mı görüyorsun?
Hayvan olan nefstir. Yedi başlı ejderhadır. Hayvanı yen, turab ol. Hakk ortaya çıksın rahman olsun.
Her şeyin aslı Nokta.
Hakk’ın emri rızasıyla Varlık Nokta’dan gelir.
Varlık mı Nokta’da, Nokta mı varlıkta!
Gerçek ve Hakikat!
Hangisi hangisinin içinde?
Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır! diyor Erenlerimiz.
Büyük ütopya, yani Hakikat olmazsa yaşam durmaz mı, bilim durmaz mı!..
Yaşam nefestir, hayattır, Hakk’tır.
Sen yaşamın durduğunu, bilimin durduğunu san.
Ne yaşam durur, ne Hakikat!
Senin sınırlayıcı düşüncelerinden bağımsız, doğanın ve evrenin yasaları işliyor.
Senin bildiğin ne? Doğanın ve evrenin kaçta kaçını biliyorsun?
An’ı bile yakalayamadın, An geçti, gitti.
Asıl olan aşk’tır! Onun için Erenler “Aşk ile” diyor.
İster entelektüel gelişmenin kaldıracıdır de, isterse aşk.
Büyük çelişki burada.
Bilim ve aşk birbirini yadsımaz.
Ama bilimle aşk barışık da değildir…
Aşık Kurbani şöyle demişti:
“Aşk zamanı geldiğinde akıl istirahata çekilir!”

Aşk olsun feleğin çarkını kıran Erenlere!
Alevilik Aşk’tır.
Aşk olsun,
Baba Mansur’a,
Avuçan’a,
Hacı Bektaş’a,
Dede Garkın’a,
Sultan Sahak’a,
Haydari’ye, Klezi’ye…


“Allah gözlerine çekmiş bir perde
Yok dersin Allah’ı gökte ve yerde
Gösterelim gel de gör Hakk’ı nerde
Secde eyleyesin didara karşı”
(Harabi)

Ünsal Öztürk

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yorum yapmak için yorum gönder butonuna tıklayın. Yorumlar kısa süre içinde görünecektir.